3 Şubat 2008 Pazar

Japonların neredeyse yüzde doksan dokuzu Japondur.


Coğrafi konumunun getirdiği izolasyondan ve ikinci dünya savaşına kadar tam anlamıyla hiçbir zaman işgal edilmemişliğinden olsa gerek Japonya yeryüzündeki en homojen ulus olarak gözümüze çarpmakta. Japonların neredeyse yüzde doksan dokuzu Japon. Sekizinci yüzyıldan sonra da şöyle bir genlerimi karıştırayım demişlikleri de yok. Kendilerini diğer dünyalılardan ayıran kocaman bir kabilenin üyeleri onlar. Kim bilir belki bu yüzden konuşurken sık sık ‘biz Japonlar’ diyerek kendilerini Japon olmayanlardan ayırıyorlardır. Batıda güzel ve doyurucu bir hayatın ahantarı mutluluk peşinde koşmak iken, bu topraklarda şifre görevi yerine getirme ve sorumluluklardır. Japonyada bireysellik bencillikle eşdeğer anılmakta ve diğerlererini tamamen görmezden gelme olarak bilinmekte. İlla aile, iş, arkadaş grubu olması gerekmez, onlar daha birer fidan iken gruba karşı görev ve ait olma bilinci onlara aşılanmış. Aslında nüfüsun bu denli yoğun olduğu bir ülkede karşındakini düşünme, sistemin hayatta kalabilmesi için bir gereklilik olsa gerek.

Yukarıdaki gibi yazmış New York Times, bunlara hayır diyemeyiz ama karşısındakini düşünme konusunda editöre “bull shit” deme hakkımı kullanmak istiyorum. Ya da çok içlerinden düşünüyor bu Japonlar canım!

24 Ocak 2008

Hiç yorum yok: