30 Mart 2012 Cuma

DieArt



Gecenlerde alternatif ev esyasi satan bir yerde rastladigim bir duvar susunden ilham aldim. istediginiz figuru zarlari belli bir yapida yapistirarak ortaya cikarliyor. yazdigim bir bos-vakit- matlab-kodu sekilde görüldügü üzere zarlari hangi sirada koyacagima yardimci olabilir. belki 3 boyutlu hali de güzel olabilir, o da ayri bir script'in konusu olsun :)

MS, Münih, 30.03.2012


ps:Asiri sekilde comment'ler ile destekledigim Matlab script'i su sekilde:

function dieArt(imagein,N)
inp=load(imagein);
imout=readImage(inp.dat,1:6,N);

for i=1:N
for j=1:N
drawDie([i j],imout(i,j),1)
end
fprintf('.')
end
axis off
axis equal
end

function out=readImage(imin,rng,N)
x=linspace(1,size(imin,1),N+1);
x=round(x);
for i=1:length(x)-1
for j=1:length(x)-1
out(i,j)=1+round(mean(mean(imin(x(i):x(i+1),x(j):x(j+1))))/(255/(length(rng)-1)));
end
end
out=rot90(out,3);
end

function drawDie(coor,val,isFrame)
r1=.2;
rr=.2;
dieface{1}={[.5 .5],r1,[1 0 0]};
dieface{2}={[.25 .25; .75 .75],rr,[0 0 0]};
dieface{3}={[.2 .2; .5 .5;.8 .8],rr,[0 0 0]};
dieface{4}={[.25 .25; .25 .75;.75 .25;.75 .75],rr,[0 0 0]};
dieface{5}={[.25 .25; .25 .75;.75 .25;.75 .75; .5 .5],rr,[0 0 0]};
dieface{6}={[.25 .2; .25 .5;.25 .8;.75 .2; .75 .5;.75 .8;],rr,[0 0 0]};

for i=1:size(dieface{val}{1},1)
cpos=[coor(1)+dieface{val}{1}(i,1)-dieface{val}{2}/2,coor(2)+dieface{val}{1}(i,2)-dieface{val}{2}/2,dieface{val}{2},dieface{val}{2}];
rectangle('Position',cpos,'Curvature',[1,1],'FaceColor',dieface{val}{3},'LineStyle','none')
hold on
end

if isFrame
plot(coor(1)+[1 1],coor(2)+[0 1],'k'); hold on
plot(coor(1)+[0 0],coor(2)+[0 1],'k')
plot(coor(1)+[0 1],coor(2)+[0 0],'k')
plot(coor(1)+[0 1],coor(2)+[1 1],'k')
end

end

24 Mart 2011 Perşembe

Çeşitliliğin Önemi

Ken Mogi, The Qualia Journal'dan ...

"Tokyo ve civarında, aslında tüm Japonya'da, bir çok toplantı ve sosyal etkinlik iptal edildi. Bazıları direk deprem etkisiyle bazıları da empatik bir reaksyon olarak, eldeki kaynakların daha doğru bir şekilde yardım amaçlı kullanılması için. Ama yine de bazı sosyal aktivitelerin iptal edilmesi -felaket sonrası yas tutan bakış açısından baktığımızda bile- çok da mantıklı görünmüyor. Bu gibi durumlarda halkı günlük rutine geri dönmeye teşvik etmek hemen kabul edilmesi kolay olmayan bir fikir. Ama herşey bir yana, toplumun "sağlıklı metabolizması" denen bir kavram var ve bu olmadan toplumun bu tip olayları atlatması zor görünüyor. İlk akla gelen yiyecek, giyecek, elektrik gibi yardımların yanında twitter,facebook gibi sosyal araçlar da bu gibi durumlarda insanların sağlıklı iletişim kurmalarinda toplumun ayağa kalkması adına önemli rol oynuyor. Ancak bu karşılıklı iletişim ve dayanışma görüldüğü kadar basit değil, ve de çok farklı boyutlarda varlığını sürdürebilmesi gerekiyor. Bu yüzden, çeşitli sosyal aktiviteleri yas amaçlı iptal etmek belki de hemen ayağa kalkmak isteyen topluma ilk çelmeyi takıyor. Toplum yaşayan dinamik bir sistem ve sosyal cesitlilikten yoksun kalması onun sağlığını ciddi derecede etkiliyor. Tokyo'da insanlar artık dışarıda yemekten imtina ettikleri için restoranlar zor durumda, eğlence sektörü de aynı şekilde. İlk etapda bu sektörde çalışan binlerce kişi problem yaşayacak. Açıkça söylemek gerekirse, ben de benzer şekilde etkilendim. Felaket Cuma'dan beri aklımdan depremi atamıyorum, birçok Tokyolu için de durum farksız. Sokakta yürürken duyduğum diyaloglar hep deprem ile ilgili ve kıyamet günü senaryoları hiç de az değil. Dün ara sokakların birinden geçerken yere çökmüş bir gencin daha yaşlıca bir çifte anlattıklarını duydum: 'Çok yakın bir arkadaşımdan biliyorum, savunma birimleri daha büyük bir depremin bu sefer Tokai bölgesini vuracağını biliyor ama otoriteler bu bilgiyi onaylamayıp halktan saklı tutuyorlar, korkmayalım diye'. Yaşlı çift bu komplo teorisini ilgiyle dinliyordu. Bu gibi durumlarda zaten komplo teorisi bol olur, ve psikolojik olarak daha çok kabul görür. Gencin yeni bir deprem hakkındaki tahmini şimdilik sadece teori ve umarım öyle kalmaya devam eder. Bu ufak olay bile bana bir kez daha böyle durumlarda ne kadar cesitlilikten uzak kaldığımızı, sadece bir şeyi düşündüğümüzü gösteriyor. Artık ne kadar zor olsa da çok önemli olan bir şey var: normal hayattaki çeşitlilik. Utanıp uzak durmaktansa hemen ona geri donmeliyiz. Sağlıklı bir eğlence sektörüne, restoranlara ihtiyacımız var. Zaman ve enerjimizi kurtarma ve iyileştirme çalışmalırına ayırırken bir şekilde yaşamın çeşitliliğinden kendimizi alıkoymamalıyız. Deprem ve nükleer enerjinin geleceğini konuşmanın yanında, yaşamın değişik tatlarının şarkıları söylemeliyiz. Düşündüğünüzde, Japonyanın güzelliği değişik doğal ve kültürel çeşitliliği bu küçük ada ulusunda barindirabilmesinden geliyor. Çeşitliliği görmek ve kucaklamak Japon zihniyetinde olan bir olgulur, insanların burada dini rahat ve gelişigüzel şekilde görmeleri buna güzel bir örnektir. Misal, yeni yılı Shinto tapınağında, noel'i büyük bir coşkuyla kutlamak ya da budist gibi cenaze yapmak, kilisede incile el basarak evlenmek gibi. Yeni şeyler ogrenmemize gerek yok sadece hatirlasak yeter!
Umarım çeşitli sosyal aktivelerin iptali, eğlence ve yeme içme sektöründeki durgunluk sadece geçicidir. Hayatın çeşitliliğinden tad almayı unutmamamız çok önemli. Bu çeşitlilik sayesinde mental ve kültürel olarak güçlü kalabiliriz ve gerekli yardımı yapabiliriz, şimdi buradaki zor durumda olanlara ve başka bir zaman başka bir yerdekilere."

Ken Mogi

Orjinali: http://qualiajournal.blogspot.com/2011/03/importance-of-being-diverse.html


Not: anafikri koruyabildigim kadar koruyarak basitçe yaptığım tercümedir!

MS, Münih, 24.03.11

31 Ağustos 2009 Pazartesi

The Script

Dublin'in bağrından kopup gelmişlermiş, bu çıkış albumleriymiş, bu tarza indie-pop deniyormuş, falan da filan. 'We Cry' adlı parça ile The Script'i tanıdım, beğendim, tavsiye ederim.

MS, Kumamoto, 00:24, 01.09.2009

17 Haziran 2009 Çarşamba

Umut Herkesin Ekmeği


Umut varsa, varsın!

26 Mart 2009 Perşembe

4 yıl önceyi 4 gün geçe...

Japonya'da Lab:

Japonya'da acikcasi en cok zaman gecirdigim yeri daha once yazmam gerekirdi hatta fotografi da Lab'da cekip koymam daha iyi olurdu ama simdilik elimdeki en kalabalik fotograf bu.

Japonya'daki sistem Turkiye'dekinden biraz farkli. Universitede ucuncu siniftan sonra ogrenciler belli alanlarda yogunlasmis bir veya iki hocanin basinda oldugu labratuarlardan birine katilip dorduncu sinifi ders almadan sadece o labratuarda calisarak geciriyor. Burada master'a gecerken bile universite hatta labratuar degistirmek cok nadir oldugundan, cogu kisi 2-3 sene hergun, tumgunlerini beraber geciriyor.(Bkz. asagidaki resim). Hocayla usta-cirak, diger ogrencilerle ast-ust iliskisi icinde yasaniyor (Yabanci olmak burda cok faydali bir sekilde devreye giriyor, ust olabilirsiniz ama ast olmamak icin mazeretiniz her zaman var.Ama zannetmeyin hocayla usta-cirak rolleri degisiliyor, o ayri, 'pist!!! Sensei gel azcik seveyim seni' demenizi tavsiye etmem).

Labratuari ev olarak benimseme dusuncesi de bana cok garip geldi, isin biter ve gidersin. Sadece yemek yemek, uyumak, internete girmek(bunu anlayabilirim belki), muhabbet etmek, bos vakitlerini degerlendirmek icin cogu Japon omrunun o degerli bosluklarini labratuarda geciriyor. Turkiye'de labratuarinda cam silen, yerleri supuren, yemek yapan master doktora ogrencisi gormedim ben daha, belki bu yuzden garipsiyorumdur.Ama bu tip aliskanliklarin Japonlarin basarisinda etkili oldugunu dusunuyorum. Zira maddi durumu cok iyi olan(orn. 4x4 arabasi olan) bir ogrencinin bile gocunmadan supermarkette kasiyer olarak ek is yaptigini gormek de bu insanlarin calismaya aliskin oldugunu gosteriyor.

Kayipyazar, 31 Mart 2005, Kumamoto, Japonya.


Futbol Turnuvasi 12.01.2005

Aoki, Kiz arkadasi veOzono .

E1,E2 , Kariya, Tanoue, E3,E4 ,Nishida . Nagatani, Mine, Ben, Yanagida, Nakaahra,Sakamoto, Yoshida .

Arisumi,Yamaguchi, Hara


11 Mart 2009 Çarşamba

electrified

14 Ocak 2009 Çarşamba

Evet-Hayır

Kapı zorlandı.
Odada biri olunca kapının kilidini içeriden açmalıydı, açtım.
Arigatou(Sağol) dedi, Hai(Evet) dedim.
Aklıma takıldı.
Bazen de Iie(Hayır) diyorduk bu durumda.
Ulen evet mi? hayır mı? Bir karar verin.
Bu zıtlığı yazayım dedim.
Diğer kapı tık tık tık.
Odayı paylaştığım dallamayi sordu başkası.
Yok dedim.
Arigatou dedi, Hai dedim.
Galiba Iie diyebilmek için, bir şey değil dedirtecek zahmette bir olgu olması gerekiyo durumda.
Uzmanlardan açıklama bekliyorum.